![]()
Halil Baki ÇELEN
halilbaki@unicj.org
CAMİDEKİ ÇOCUKLUĞUM VE SİYASETİN GÖLGESİ
25/05/2025
O cami... O sıralarda en iyi arkadaşım İbrahim’di. Gülerken gözleri kaybolurdu. Ezber yarışlarında hep onu takip ederdim. Zeki ve idealist bir çocuktu. Minareye kim çıkacak, ezanı kim okuyacak diye tatlı bir rekabetimiz vardı. Aramıza sonra Osman ve Şaban katıldı. Şaban, rahmetli Ali abimin oğluydu. Sessiz bir çocuktu ama her şeyin farkındaydı. Biz konuşurken o dinler, bazen sadece gülümserdi. Cami bizim için bir ibadet yerinden ibaret değildi. Bir oyun alanıydı, bir okuldu, bir sırdaştı. Bahçesinde oyunlar oynar, avludaki ağaçların dibinde oturur, bazen minarenin gölgesine sığınıp hayaller kurardık. O minareye bakarken, sanki büyüyünce daha güzel bir dünyanın kapılarını aralayacağımıza inanırdık. Ama bir gün... Biz çocuk aklımızla camiye ibadet etmeye gelirken, hocamız camiyi bir fikrin, bir grubun ideolojik karargâhına çevirmeye başlamıştı. Bir gün İbrahim’le cami avlusunda otururken, bana döndü: Yıllar geçti. Cami hâlâ orada duruyor. O taş duvarlar, o ağaçlar, o avlu… Hepsi yerli yerinde. Ama içimde o camiye dair iki ayrı zaman var artık. Biri masumiyetin, oyunların, dostluğun zamanı... Diğeri, sessizce çöken bir gölgenin zamanı. Bugün biliyorum ki, çocuk aklımla bile doğruyu hissetmişim. İnanç; insanların saf kalplerinde yeşermeli. Siyaset, inanca karıştığında sadece kutsalı değil, geleceği de kirletiyor. Camiler propaganda kürsüsü değil, huzurun evi olmalı. Minareler, politik değil; umut dolu sesler taşımalı göğe... Arkadaşlarım şimdi nerede bilmiyorum. Ama eminim, o çocukluk sabahlarını onlar da hatırlıyordur. Ve belki onlar da minareye baktığında, bir gölgeyi değil; eski safiyeti özlüyorlardır. Köyde hâlâ o cami var. Ama o caminin içindeki çocuklar değişti. Belki yine ezber yapıyorlar, belki yine sırayla ezan okuyorlar. Ama onlara tek bir miras bırakmak istiyorum:
Halil Baki ÇELEN |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
GİRENİZ'İN EN GÜZEL GÜLÜŞÜ SUSUNCA - 11/05/2025 |
Gireniz’in bağrından çıkan nice güzel insandan ikisini anlatacağım size. Kelekçi Kasabası’ndan, sadece aşçı değil, |
SESSİZLİĞİ SUÇ SAYDILAR - 18/04/2025 |
Sadece bir kişi “Seni anlıyorum” deseydi, belki bu kadar kırılmazdım. Ama olmadı. Sustum, suçlandım. Konuştum, susturuldum. |
YÖRÜK YUNUS VE KAR KUYULARININ GİZEMİ - 28/03/2025 |
Seher vakti Yunus Amca, sürüsünü önüne katar ve yamaçları ardıç ile çam kokularıyla sarılı Bozdağların çıplak tepelerine doğru yol alır. |
SİYASET HALKIN MI, SİYASETÇİLERİN Mİ? - 24/03/2025 |
Bugün Türkiye’de bir şeyleri değiştirmek isteyen, halkın içinden gelen, gerçekten dertli biri siyasete girmek istese ne olur? |
GİRENİZ'İN MUCİZE DOKTORU - 14/03/2025 |
Güney Köyü'nden, kuzenim Okan’ın motoruyla 15 yaşındayken, gençliğimizin verdiği heyecanla yaylaya doğru yola çıktığımızda, rüzgâr yüzümüzü kırbaç gibi kesiyor, motorun tekerlekleri karlı yollarda kayarak ilerliyordu. |
KÖYÜN KÜLLERİ - 12/03/2025 |
Mustafa, bu bereketli topraklarda dünyaya geldi. Gökyüzü gibi mavi gözleri, ateşten ödün vermeyen yüreğiyle çocuk yaşta çobanlık etmeye başladı. |
GİRENİZ'DE SU SAVAŞLARI - 28/02/2025 |
Gireniz’de artık yaz mevsimleri, sadece sıcağın yakıcılığıyla gelmez. Aynı zamanda bir savaşın habercisidir. Suyun savaşı… O kurak günlerde, köyler birbiriyle düşman kesilir. Çiftçiler, gece yarıları kanal başlarında nöbet tutar. |
EMEKLİLİK BİR ÖDÜL MÜ, YOKSA CEZA MI? - 23/02/2025 |
Bir ömür boyunca sabahın ilk ışıklarıyla uyanıp yollara düşen, yıllarca alın terini toprağa, fabrikaya, büroya, tezgâha akıtan insan… Yıllarını verip de sonunda hak ettiğini sandığı emeklilik kapısına vardığında, karşısında ne bulur? |
NE GİDEN DÖNEBİLDİ, NE KALAN BEKLEYEBİLDİ... - 20/02/2025 |
Gurbet bazen mecburiyettir. Benim için de öyle oldu. Oysa ben vatanımdan gitmek istemedim ki. Şehirler, sokaklar, sesler, anılar. Hepsi benimdi. Peki neden ben orada yaşayamadım? Hangi rüzgâr sürükledi beni buralara? Hangi çığlıkları attım da duyulma |